29 Kasım 2019 Cuma

Yüz kıllarını azaltan zerdeçal maskesi tarifi

Çoğu kadın yüz kıllarından kalıcı olarak kurtulmanın yollarını arar. Yüz kılları için zerdeçal maskesi tarifini sizinle paylaştık. Bu maskenin içerisinde yüz kıllarını hedef alan maddeler bulunmaktadır. Peki, zerdaçal maskesi nasıl yapılır?

Yüz kıllarını azaltan zerdeçal maskesinde; süt, jelatin, bal ve zerdeçal kullanılıyor. Bu maskeyi haftada 1 gün yapmanızı tavsiye ederiz. Ancak maskeyi yüzünüzde denemeden önce bilek kısmınızda test etmeyi unutmayın. Peki, zerdeçal maskesindeki maddeler ne işe yarıyor?


Zerdeçal maskesinde kullanılan süt; cilt rengini düzenler, cildi sıkılaştırır, nemlendirir ve bakım yapar. Gözenekleri derinlemesine temizler, kir, siyah nokta ve aşırı yağlardan arındır. Bal ise; cilt için detoks etkisi oluşturur. Gözeneklerde sıkışan tüm kirleri çıkarmak için yardımcı olur. Maskenin ana maddesi olan zerdeçalın en önemli etkilerinden biri anti-enflamatuar özelliğidir. Ciltteki ltihabı önler. Son olarak jelatin ise tüm malzemeleri bir araya getiren maddedir.


Malzemeler:

-1 çay kaşığı toz jelatin-2 çay kaşığı süt1/4 çay kaşığı bal-Bir tutam toz zerdeçalYarım bardak sütü 15-20 saniye mikrodalga fırında ısıtın. Mikrodalga fırın yoksa ocak kullanın ve kaynatmadan ocaktan alın. Süt ısındıktan sonra 1 çay kaşığı jelatine 2 çay kaşığı süt ekleyin. Jelatini eritmek için karışımı çırpın.

Daha sonra balı ekleyin ve iyice karıştırın. Son olarak, bir tutam zerdeçal ekleyin ve karışımı macun kıvamına gelinceye kadar iyice karıştırın.Bir saç bandı kullanarak tüm saçlarınızı geriye doğru sabitleyin. Karışımı uygulamadan önce yüzünüzü tamamen yıkayın. Sıcak bir havlu kullanarak yüzünüzü örtün. (sıcak havlu, gözeneklerinizi açmanıza yardımcı olur)


Bir fırça kullanarak saç çizgisi, gözler ve kulaklardan kaçınarak karışımı yüzünüze uygulayın. Karışım kuruduktan sonra yaklaşık 30 dakika bekletin.Maskeyi yavaşça aşağıdan yukarıya doğru soyun. Gerekirse buzla yatıştırın. Yüzünüzü ılık suyla durulayın ve en sevdiğiniz nemlendiriciyi her zamanki gibi uygulayın.


b6185e7e74c84f2fabf8f536ae344801

En popüler genital estetik türleri

Kadın genital bölgesine yönelik işlemler son yıllarda hızla arttı. Pek çok kadın artık genital bölgesinin de güzel olmasını arzu ediyor. Estetik Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Defne Erkara en popüler genital estetik türleri hakkında bilgi verdi.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz estetik cerrah Dr. Defne Erkara genital estetik hakkında bilgi verdi.

Toplumumuzda hala tabu olarak görülen kadın cinselliği ve kadın genital bölgesine ilişkin sorunların çözümü için pek çok kişi biz estetik cerrahlara başvuruyor.

Öncelikle genital bölge anatomisi hakkında bilgi vermek gerekir. Kadın genital organına tıp dilinde vulva denir. Üst kısım yani biraz etli ve kıllı olan kısım mons pubis veya venüs tepesi adını alır. En dışta iç genital oranları kapatan labium majus yani büyük (dış) dudaklar, bunun içinde kelebek şeklinde ve pembe renkli labium minus yani küçük (iç) dudaklar ve en içeride, dışarıdan asla görünmeyen vajina yani döl yolu yer alır. Bütün bu kısımların estetik sorunları ayrı ayrı çözüme ihtiyaç duyar.

Mons pubis estetiği

Mons pubisten en büyük yakınma bu bölgenin büyük ve etli olması, dışarıdan mayo veya dar kıyafetlerden şişkinlik yaparak belli olmasıdır. Çözüm olarak eğer burada sarkma yoksa yağ alımı yeterli olur. Ancak sarkma varsa, genelde sorun karın derisinin sarkmasına bağlı olduğu için karın germe ameliyatı gerekir. Böylece mons pubis de yukarı doğru gerilmiş olur.

Dış dudak estetiği

Dış dudakların içi tamamen yağ dokusu ile doludur. Bazen doğuştan bazen de zayıflama veya yaşlanmaya bağlı dış dudak yağları azalır ve dış dudaklar sarkık ve buruşuk bir görünüm alır. Bu yüzden iç dudaklar görünür hale gelir. Bu sorun sadece görsel olarak rahatsızlık vermez ayrıca dış dudakların iç dudak ve vajinayı dış etkenlerden korumasını da engeller. Çözüm olarak kişinin kendi vücudundan alınan yağların buraya transferi yani dış dudağa yağ enjeksiyonu ile olur.

İç dudak estetiği

İç dudakların görevi vajinayı dış etkenlerden korumaktır. Genelde dış dudakların içinde kalır ve dışarıdan görünmez. Ancak çoğunlukla doğuştan bazen de doğum vs travmasına bağlı olarak iç dudaklar uzayabilir, sarkabilir. Böylece dışarıdan belli olur hale gelir. Özellikle mayo ve tayt gibi dar giysi giyince ortaya çıkan görsel rahatsızlık yanısıra tahriş ve sürtünme sonucu kanama, enfeksiyon gibi sorunlara yol açar. Tedavisi labioplasti ameliyatı yani iç dudakların cerrahi yöntemle kesilerek kısaltılmasıdır.

Vajina daraltma

Bilindiği gibi vajina hem cinsel birleşmenin meydana geldiği hem de doğumun gerçekleştiği kanaldır. Bazen doğuştan genellikle de doğum sonrası vajina duvar kasları gevşeyerek cinsel birleşmenin olması gereken düzeyde olmasını engeller. Hem kadın hem erkek bu durumdan hoşnutsuzdur. Çare olarak vajina arka duvarındaki dokuların kesilerek vajina çapının daraltılması ve kasların sıkılaştırılması gerekir.

Vajina beyazlatma

Aslında bu tabir yanlıştır. Çünkü genital bölgede kararan kısım dış genital oranlardır. Vulva beyazlatma veya genital bölge beyazlatması denilmelidir. Son yıllarda bu konuda talepler arttı. Toplumumuz genelde esmer kişilerden oluşuyor. Bu yüzden genital bölgeler de oldukça koyu bir renk alabiliyor. Sorunun tam olarak bir çözümü yok. Labioplasti ve dış dudağa yağ enjeksiyonu sonrası bir miktar renk açılabiliyor. Olmazsa renk açıcı krem ve akabinde bir takım yine renk açıcı lazer uygulamaları yararlı oluyor. Ancak dediğim gibi tam bir sonuç henüz mümkün değil.

Sonuç olarak; genital bölgedeki sorunların hiçbirisi hayati sorunlar değil. Ancak bazı enfeksiyon ve tahrişlere yatkınlık yapanlar tıbbi nedenlerle diğerleri de görsel ve kozmetik nedenlerle kadınları çözüm arayışına yönlendiriyor.

ed57f262023248e38ac97fb1fc1bfb51

27 Kasım 2019 Çarşamba

Hamilelik çatlakları ve lekeleri nasıl geçer?

Hamilelik döneminde oluşan çatlaklardan kurtulmanın sırları neler? Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökhan Okan, çatlak ve lekelerden kurtulma yollarını anlattı.

Hormonal değişim, derinin gerilmesi ve kilo artışı, hamilelik döneminde ciltte çatlaklara ve lekelere sebep oluyor. Özellikle hamilelikte hızlı ve alması gerekenden fazla kilo alan kadınlarda, gebeliğin son 3 ayında karın, göğüs, bel ve kalça bölgelerinde çatlaklara rastlanıyor. Çatlaklar açık ten renkli, lekeler ise esmer kişilerde daha belirgin şekilde görülüyor. Lekeler gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıkıyor, şiddeti ise lohusalık döneminde hafifliyor.

Peki hamilelik döneminde oluşan bu çatlaklar ve lekelerden kurtulmanın sırları neler?

Hamilelik döneminde çatlak oluşumu, dengeli beslenme, bol su içme ve vücudun iyi nemlendirilmesiyle önlenebiliyor. Hamilelik sonrası çatlak tedavisinde ise lazer, dermoroller ve kimyasal peeling gibi etkili yöntemler öne çıkıyor. Hamilelik dönemindeki bir başka önemli cilt sorunu olan leke tedavisinde C vitamini ve fitik asit gibi bitkisel içerikli doğal ürünlere başvuruluyor. Leke tedavisine lohusalık döneminden sonra başlanması gerektiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökhan Okan, hamilelikte oluşan çatlak ve lekelerden kurtulma yollarını anlattı:

Çatlak bir çeşit deri yırtılması Çatlak, derinin aşırı gerilmesine bağlı olarak, cildin elastin ve kolajen dokularındaki tahribat sonucunda ortaya çıkan bir çeşit deri yırtılmasıdır. Çatlaklar ilk oluştuklarında pembemsi görünümdedir, zamanla bu pembe çizgiler mora, soluklaşarak beyaza dönüşür. Çatlaklar sadece renk değişikliği şeklinde değil, aynı zamanda deride kabarık veya çukurlaşma şeklinde görüntü bozukluğuna da neden olabilir.

Çatlaklar açık tenlilerde daha sık görülür

Çatlaklar özellikle açık tenli kişiler, gelişme çağında ani kilo alan ve hızla boyu uzayan gençler, doğum nedeniyle karnı gerilen anneler ve genetik yatkınlığı olan kişilerde sık görülür. Gebelik çatlakları gebeliğin son aylarında en belirgin halini kazanır. Uzun süreli kortizonlu krem kullananlar ve sistemik kortizon tedavisinde olan kişiler çatlak gelişmesi açısından risk grubundadır. Karın, kalça, kolların iç yüzeyleri ve göğüs uçları çatlakların sık görüldüğü bölgelerdir. Gebelik öncesinde spor yapanlarda ve sigara içmeyenlerde çatlaklar daha az görülür.

Dengeli beslenme çatlak oluşumunu azaltır

Gebelik döneminde çatlak oluşmasını tamamen önleyecek bir yöntem bulunmamaktadır. Dengeli beslenmek, hızlı kilo alıp vermekten kaçınmak, düzenli ama çok zorlayıcı olmayan egzersizler, vücudun nemlenmesine önem vermek, çatlakların oluşumunun azalmasında etkilidir. Özellikle banyo sonrası mutlaka nemlendirici krem sürülmelidir. Derinin nemini, yağını artıran, elastikiyetini koruyan genellikle lokal kullanılan bir takım ürünlerle olabildiğince az oluşması sağlanabilir. Ancak mutlaka hekim kontrolünde kremler kullanılmadır.

Çatlaklara peeling ile veda edin

Hamilelik sonrasında ise çatlak tedavisinde kimyasal peeling, dermoroller, lazer, çeşitli dermo kozmetik kremler kullanılır. Medikal olarak tretinoin (vitamin A) ve meyve asidi içeren ürünler tedavi edicidir. Vitamin A içeren ürünler emzirme süresince kullanılmamalıdır. Tedavide cilt tipi, çatlağın evresi, genişliği, bölgesi, mevsim gibi çeşitli faktörler göz önüne alınmaktadır.

Çatlaklar üç evrede gelişir. Başlangıç evresinde taze, yani renkleri mor veya soluk kırmızıdır. Bu aşamada dokuda kan dolaşımı artmıştır. Dokuda düzensiz salgılanan kolajen ve elastin üretimi tedaviyle kontrol altına alınabilecek düzeydedir. Bu evrede yapılacak tedaviler yüz güldürücüdür. Daha sonra kırmızı görüntü kendini beyaza bırakır. Beyaz aşamada yapılan tedaviler daha zor ve uzun sürede yanıt alınabilecek tedavilerdir. Ama yine de tedaviye her safhada başlamakta fayda vardır.

Leke tedavisine lohusalık bitince başlayın

Hamilelik döneminde kadınların yaşadığı cilt sorunlarından biri de lekelenmelerdir. Lekeler esmerlerde daha belirgindir. Gebeliğin erken dönemlerinde başlar, lohusalık dönemlerinde şiddeti hafifler. Hormonal değişim ve genetik faktörler lekelere zemin hazırlar.

Lekeler gebelik ve lohusalık döneminde vitamin C ve fitik asit gibi bitkisel içerikli doğal ürünlerle tedavi edilir. Lohusalık bitiminde ise kimyasal içerikli renk açıcılar ve peeling yöntemiyle lekelerde belirgin şekilde azalma sağlanır. Peeling işlemiyle lekelerde açılma sağlanırken aynı zamanda cilt de parlaklık ve sağlıklı bir görünüme kavuşur.

eaa34c2b0cad4aee8bec4a716a49113d

Ergenlikle başa çıkmanın yolları

Genelde aileler ergenlik dönemlerinde olan çocuklarıyla iletişim kurmakta zorlanırlar. Bunun yanı sıra ergenlik dönemindeki çocukların hormonlarındaki değişiklikler aileleriyle çatışma yaşamalarına neden olur.

Anneler ve babalar bu noktada çocuklarının sadece fiziksel değişim içinde olmadığını ve duygularının da sürekli değiştiğinin bilincinde olmalıdırlar. Çocukların en hırçın olduğu bu dönemde onlarla doğru iletişim kurmanız çok önemlidir.Olayları sadece kendi açınızdan değil,çocuğunuzun açısından da düşünmeniz gerekmektedir.

Tutarlılık

Ergenlik döneminde en önemli ve en çok dikkat edilmesi gereken maddelerden biri olan tutarlı olmak, çocuğunuzla konuşmalarınız arasındaki cümlelerin birbirleriyle uyuşması demektir.Çocuğunuza bir sorumluluk yüklediğinizde "Artık çocuk değilsin yapabilirsin." derken, başka olaylarda "Sen daha çocuksun."gibi bir tavır takınıyorsanız tutarlı bir konuşma yapmamış olursunuz. Özellikle bu noktaya dikkat etmenizde fayda vardır.

Eleştiri

Eleştiri, sadeceergenlik dönemi için değil çocuğunuzu eğittiniz tüm dönemler için geçerli olan bir konudur. Ergenlik döneminde çocuğunuzun vereceği tepkiler nedeniyle bu durum biraz daha hassastır. Bu nedenle çocuğunuzu eleştirmekten vazgeçmeniz gerekmektedir. Örneğin, yanlış bir arkadaş seçimi yaptığında onu eleştirmek yerine bunu ona düzgün bir dille anlatmaya çalışmalısınız.Yapılan hataları eleştiri olarak değil, eğitici bir biçimde söylemenizde fayda vardır.

Güven

Çocuğunuzun kendi özgüvenini oluşturması için çocuğunuza güvendiğinizi hem hareketlerinizle hem de davranışlarınızla belli etmelisiniz. Böylelikle çocuğunuzun kişiliğinin oluşmasına destek olacaksınız.Özellikle ergenlik dönemlerinde çocuklar her problemini arkadaşlarıyla konuşur. Çocuğunuzagüven duygusunu aşılarsanız sizinle de rahat bir biçimde konuşacaktır.

Takdir Etmek

Çocuğunuzunen ufak başarısınıdahi takdir etmeniz gerekir.Çocuğunuzun ilgilendiği konular üzerine konuşmalar yapabilir vesevginizi bu şekilde gösterebilirsiniz. Bunun yanı sıra yaptığı herhangi bir hatada yanında olduğunuzu hissettirmeniz gerekmektedir.

Dinlemek

Çocuğunuzu her konuda dinleyerek çocuğunuzadestek olmalısınız. Özellikle ergenlik döneminde odaya kapanmak, sürekli müzik dinlemek, kızgın bir ruh hali ya da sürekli uyuma isteği gibi eğilimleri olan çocuğunuzu karşınıza alarak hissettiklerini ve neden bu şekilde davrandığını anlamaya çalışmanızgerekir.

Saygı

Çocuğunuzun evde kendisi için hazırladığı özel alanlar olabilir. Yarattığı bu özel alandan rahatsız olsanız bile buna saygı göstermelisiniz.

a72191af95fe4d019406681cfa469c0d

Prostat hakkında en sık sorulan sorular ve cevapları

15 Eylül Dünya Prostat Günü kapsamında açıklamalar yapan Türk Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankon Germiyanoğlu ve Türk Üroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu prostat hastalıklarına yönelik bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankon Germiyanoğlu ve Türk Üroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, 15 Eylül Dünya Prostat Günü kapsamında konuyla ilgili bilgi verdiler. Uzmanlar, iyi huylu prostat büyümesinin belli bir yaştan sonra testosteronun azalmasına bağlı olarak östrojenin göreceli olarak artması sonucu oluştuğunu söyledi.

İyi huylu prostat büyümesinin belirtilerini ve tıbbi tedavisini anlatan Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, iyi huylu prostatın 50 yaş üzerinde %50-75, 70 yaş üzerinde %80'oranlarında görüldüğünü söyledi. Ürolojide en sık tanı konulan hastalığın genellikle 50 yaşından büyük erkeklerde görüldüğünü söyleyen Kadıoğlu prostat büyümesinin idrar yolunu kapatmasına veya sıkmasına bağlı olarak idrar yapma ile ilgili şikayetlerle başlıyor" dedi. Türkiye'de 6 milyona yakın erkekte İyi huylu prostat büyümesine bağlı şikayet ve belirtiler olduğunu belirten Kadıoğlu, Amerika'da 30-79 yaş arası alt üriner sistem semptomları (AÜSS) olan yaklaşık 15 milyon erkek olduğunu, Avrupa'da ise 30-79 yaş arası 35 milyon erkek bulunduğunu söyledi.

Kadıoğlu, "Obezite, şeker hastalığı, artmış total enerji alımı, total protein tüketimi, kırmızı et, yağ, tahıllar, ekmek, kümes hayvanları ve nişasta ile beslenme, iyi huylu prostat açısından risk oluşturuyor. Sebzeler, meyveler, doymamış yağ asitleri, linoleik asit ve D vitamini bitkisel kaynaklı gıdalarla beslenme ve egzersiz, iyi huylu prostatı koruyucu özellik taşıyor" dedi. Prof. Dr. Cankon Germiyanoğlu toplantıda prostat kanseri taramasının aile öyküsü olan erkekler de 40 yaş üstü, risk faktörü olmayan erkeklerde 50 yaş üstü PSA bakılmasını vurguladı.

İyi huylu prostat büyümesinin cerrahi tedavisinden de bahseden Prof. Dr. Cankon Germiyanoğlu, iyi huylu prostat büyümesi takip-tedavisi altında olan hastaların 5 yıl içerisinde % 30'unun cerrahi uygulama gördüğünü belirterek; "Böbrek yetmezliği, mesane taşı, tekrarlayıcı kanamalar, medikal tedavinin etkisizliği, çoklu sonda uygulamaları, tekrarlayan üriner enfeksiyonlar ve mesane divertikülü görüldüğü durumlarda cerrahi uygulama yapılmalıdır. Geçmiş yıllarda sıklıkla açık prostat ameliyatları yapılırken artık endoskopik (kapalı) ameliyatlar yapılmaktadır. Kapalı ameliyatlardan son yıllarda popülarize olanları laser tiplerine göre olmak üzere prostatı buharlaştıran (KTP- greenlight laser) veya doku olarak çıkartan (Holmium laser) tipleri bulunmaktadır. Prostatik stentler, prostatik üretral liftler, minimal invazif basit prostektetomi, transüretral mikrodalga terapi, transüretral prostata iğne ablasyonu, intraprostatik enjeksiyonlar da prostat tedavisindeki yeni yöntemlerdir." dedi. Cerrahi teknik seçiminin kişiye özel olarak yapılması gerektiğini belirten Germiyanoğlu, 50 yaş itibariyle prostat hastalıkları belirtileri gösteren erkeklerin prostat kanser taraması için Üroloji Uzmanlarına başvurmalarının önemini vurguladı.

SIK SORULAN SORULAR

Prostat nedir?

Prostat meniye katkıda bulunan bir bezdir.

İyi huylu prostat büyümesinin belirtileri nelerdir?

Gece idrara kalkma, sık idrara gitme, mesanenin (idrar torbası) tam boşalmama hissi, idrar yapmadan önce bekleme, zayıf idrar akımı, idrar sıkıştırması, idrar yaparken ıkınma, idrar yaparken kesilmesi ve yeniden başlatma.

İyi huylu prostat büyümesi prostat kanseri ile ilişkili midir?

İyi huylu prostat büyümesi prostat kanseri demek değildir.

PSA tarama testi ne zaman yapılmalıdır?

Aile öyküsü olan erkekler de 40 yaş üstü, risk faktörü olmayan erkeklerde 50 yaş üstü PSA bakılması önerilmektedir.

İyi huylu prostat büyümesi cinsel hayatı etkiler mi?

Prostat şikayetleri arttıkça sertleşme oranı ve ağırlık derecesi artar.

Prostatın büyümesi önlenebilir mi?

Prostatın büyümesi önlemek mümkün değilse de hayat tarzı değişikliği ve erken teşhis ile ilaç tedavisi kullanılarak belirtiler tedavi edilebilir.

Prostat belirtileri tedavi edilmezse ne olur?

Mesanede divertikül, taş, idrar yolu iltihabı oluşması, idrar yapama ve kronik böbrek yetersizliği gibi ciddi durumlara yol açabilir.

Hayat tarzı değişiklik önerileri nelerdir?

Günde en az bir litre su içilmesi ve egzersizin artırılması, gece yatmadan sıvı alımının kısıtlanması, alkol ve kafein alımının kıstlanması, dengeli beslenme, karnın alt tarafını sıcak ve kuru tutma, denize girdikten sonra ıslak mayonun değiştirilmesi.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyun can sıkıntısını sonsuza kadar bitiriyor!Vikings: Free Online GameDesert Order (Strateji Oyunu)Bir uçak seç ve bu Oyunu 2 Dakika oynaDesert Order (Strateji Oyunu)ABD Göç HizmetleriYeni hayatınızı Amerika'da başlatın!ABD Göç HizmetleriTaboola'danTaboola'dan 3a5431a66fc7428faa4b6ea90b005a45

Şampuan içerisine doğum kontrol hapı atmak saçları uzatır mı?

Saç uzaması için doğum kontrol hapının un haline getirilip şampuan içine karıştırıldığını çok sık duyar olduk. Peki birçok kadının işe yaradığını söylemesiyle beraber gitgide yaygınlaşan bu formülün tehlikeli olduğunu biliyor muydunuz? Bunun yerine saç uzatan doğal yöntemlere başvurun. İşte Dr. Sinan Akkurt'tan saç uzatan doğal yöntemler…

PembeNar Özel Doğum kontrol hapı hormon hapıdır ve bilinen yan etkileri vardır. Saça uygulanması durumunda da saç diplerinden cilde geçecek, dolayısıyla etkilerini kişiye de geçirecektir.


Hormon rahatsızlığınız varsa...

Özellikle gebeler, gebe kalmak isteyenler başta olmak üzere hormon rahatsızlıkları bulunanlar ve başka ilaç kullananlar için sakıncalı olabilir. Bunun yerine saçınızın daha hızlı ve sağlıklı uzamasını sağlamak için doğal çözümlerden destek alabilirsiniz.

2-3 defa uygulayın

Örneğin argan yağı, buğday yağı ve ısırgan yağını karıştırarak haftada 2-3 defa saçlarınıza uygulayın ve 20 dakika kadar bekledikten sonra durulayın.

Saçlarınızı içeriden de besleyin

Saçı dıştan beslemekten daha önemlisi içten beslemektir. Bağışıklık sisteminizin zayıflaması saçlarınızın da zayıflaması, dolayısıyla daha fazla dökülmesi ve daha yavaş uzaması anlamına gelir. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendirici bir program uygulayın. Bunun için dengeli beslenme, düzenli uyku, hareketli bir yaşam şekli önemlidir.

B vitamini çok önemli

Baklagiller, saçı kuvvetlendiren ve besleyen B5 vitamini kaynağıdır. Fasulye, bakla, nohut, soya, mercimek, bezelye gibi baklagillerden yiyerek B5 vitamini ihtiyacımızı sağlayabiliriz.

100 gram Antep fıstığı günlük B6 vitamin ihtiyacının yüzde 85'ini karşılar. Toz acı biber, sarımsak, ciğer, ay çekirdeği ve susam da yeni hücre üretiminde önemli bir rolü olan B6 vitamini kaynağıdır.


Masaj yaparak yayın

Argan yağı, yıpranmış ve donuklaşmış saçlarda parlaklık sağlar, saç kırıklarının oluşmasını önler ve saçları besler. Saçınıza kafa deriniz ıslanacağı kadar argan yağı uygulayın. Kafa derinize yavaş hareketlerle masaj yapın. Saçınızı ılık bir havluyla örtün ve 30 dakika kadar bekleyin. Daha sonra saçınızı yıkayın.

Bırakın kendi kendine kurusun

Banyo sonrası saçlarınızı kendi halinde kurumaya bırakın. Fönden yayılan ısı saçlarınızı büyük ölçüde kırar ve yıpratır.

d719d8834d9440859e8ba8900577288a

24 Kasım 2019 Pazar

Tırnakların yavaş uzamasının sebepleri

Tırnakların sağlıklı ve hızlı bir şekilde uzayabilmesi için öncelikle vücut için gerekli olan vitaminlerin mutlaka alınması gerekmektedir. Bunun yanında kırılmayan, dayanıklı tırnaklar için düzenli bakım yapmak da oldukça önemlidir.

El ve ayakların güzel görünmesinde en önemli etkenin tırnaklar olduğunu bilinir. Tırnaklar ana maddesi keratin olan ölü hücrelerden oluşmaktadır. Keratin tüm canlılar tarafından üretilir. Üretilen fazla keratin ise saç ve tırnak gibi sürekli uzayan yapılar yardımıyla vücuttan atılır.

Tırnakların yavaş uzamasına neden olan birçok etken vardır. Tırnak kökünde yer alan matriksin gelişmemesi tırnakların yavaş uzamasındaki en önemli etken olarak gösterilebilir. Matriks, lenf ve kan damarlarından oluşmaktadır. Tırnağın oluşmasını ve hücrelerin yenilenmesini sağlar. Tırnaklar ortalama 100 günde 1 santimetre kadar uzamaktadır. Tırnaklardaki uzama oranıysa kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Kişinin yaşı, yaşadığı ortam, mevsim ve tabii ki genetik faktörler uzama miktarını etkilemektedir.

Tırnakların uzamamasının bir diğer nedeniyse vücut için gerekli olan vitaminlerin alınmamasıdır. Biotin adı verilen B7 vitamini eksikliği tırnakların uzamasını yavaşlatır. Hazır gıdalardan kaçınarak, sağlıklı besinler tüketerek vücudunuzdaki biotin eksikliğini azaltabilirsiniz. Beslenmek bu aşamada tırnaklar için oldukça önemlidir. Yetersiz beslenme tırnakların yavaş uzamasına neden olur. Sinir, stres ve yorgunluk gibi, sizi olumsuz etkileyen durumlar tırnaklarınızı da aynı şekilde etkiler, tırnakların uzamasını yavaşlatır. Bir hastalığınız varsa, bu hastalık için kullandığınız birtakım ilaçlar da tırnakların uzamasını olumsuz yönde etkiler. Yaşlılığa bağlı olarak tırnakların uzaması da yavaşlamaya başlar.

Yavaş uzayan tırnaklar için çözümler

Sağlıklı, kırılmayan ve dayanıklı tırnaklar için en önemli adım sağlıklı beslenmektir. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitaminleri mutlaka almalısınız. Doğal besinler almanın yanında düzenli olarak tırnak bakımını yapmanız da oldukça önemlidir. Kolay kırılan ve yavaş uzayan tırnaklarınız varsa onları zeytinyağıyla ovabilirsiniz ya da limonla ovuşturup 5-10 dakika kadar tırnaklarınızda bekletebilirsiniz. Bunlar daha güçlü, kırılmayan ve hızlı uzayan tırnaklara kavuşmanıza yardımcı olacaktır. Bunun dışında güvenilir markalardan da tırnak bakım yağları ve tırnak bakım ürünleri temin edebilirsiniz.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyun can sıkıntısını sonsuza kadar bitiriyor!Vikings: Free Online GameEnza HomeEnza Koltuk Takımları %50'ye varan indirimlerle!Enza HomeVodafoneKısa Süre için 15 GB 49 TLVodafoneTaboola'danTaboola'dan 52a10f9cfba8416db8d0ed5074971998

Yaz aylarında terleme sorunuyla nasıl başa çıkılır?

Büyük bir keyifle beklediğimiz yaz mevsimi geldi çattı! Hemen herkesi mutlu eden sıcak hava, güneş ve tatil, aşırı terleme problemi yaşayan kişiler için adeta işkenceye dönüşebiliyor. Peki yaz mevsimini kaliteli ve keyifli geçirmek, terleme probleminden kurtulmak mümkün mü? Bu çok önemli soruyu, KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu detayları ile yanıtlıyor.

Deodorantlar Çare Olmuyorsa…

Geliştirmiş olduğu 7 farklı cerrahi tekniği tıp literatürüne kazandıran KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu şöyle dedi; "Terleme problemi, bazı kişilerin hem sosyal hem de özel hayatlarında büyük problemler oluşturmaktadır. Bu kişiler, düzenli bir şekilde deodorant, roll on, terlemeyi önleyen kremler kullanmalarına rağmen bu problemden kurtulamamaktadır.

Giydikleri gömlek ve tişörtlerin koltuk altı bölgelerinin belirgin bir şekilde ıslanması, özellikle sık sık topluluk karşısında konuşma veya sunum yapan kişilerde utanma hissi yaratabilmektedir. Tabii ki bu kişiler, bu sorunla mücadele etmek yerine uzman bir hekime başvurarak, yaz aylarını daha kaliteli ve mutlu geçirebilirler."

Çözüm için 15 Dakika Yeterli

Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, "Uygulanışı son derece pratik ve kolay olan, iyileşme süreci gerektirmeyen terleme botoksu, sıklıkla el, ayak ve koltuk altı bölgelerine uygulanmaktadır.

Kişiyi sosyal hayatta zor duruma düşüren ve özgüven eksikliği yaratan bu problem, yaklaşık 15 dakika gibi kısa bir sürede ortadan kaldırılmaktadır.

Uygulama yapılan hasta, yaklaşık 15 gün kadar sonra kontrole davet edilerek terleme durumu değerlendirilir. Sonuç, hastaların çok büyük bir kısmında olumlu seyreder. Eğer ki terlemenin çok düşük seviyede devam ettiği görülürse ek doz uygulanarak problem tamamen ortadan kaldırılır. Böylece hasta büyük bir konfora kavuşmuş olur" dedi.

Terleme Botoksunun Yan Etkisi Yok!

Avrupa Yüz Plastik Cerrahi Akademisi tarafından üst ihtisas için davet alan ilk Türk hekimi unvanına da sahip olan Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, "Terleme botoksunun vücuda herhangi bir yan etkisi ve zararı yoktur. Vücutta bir yerin terleme etkisinin durdurulması, farklı bir bölgede daha fazla terleme oluşmasına sebep olmaz. Tıpkı vücudunuzun bir bölgesinde bulunan istenmeyen tüyleri aldığınızda, farklı bir yerde daha fazla tüy çıkmadığı gibi, terleme botoksunda da böyle bir etki söz konusu değildir.

Etki Süresi Nedir?

Kayabaşoğlu, "Burada devreye uygulamayı gerçekleştiren hekimin deneyimi ve kullanılan maddenin kalitesi girmektedir. Ancak genel olarak terleme botoksunun etkisi, ortalama 5 ila 8 ay arasında sürmektedir. Terleme botoksunda kullanılan etken maddenin miktarı, yüze uygulanan maddenin miktarından neredeyse 3 kat daha fazladır. Çünkü terleme fonksiyonlarını durdurmak için miktar olarak kozmetik işlemlerden çok daha fazla maddeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, uygulamayı yapacak olan hekimin deneyimli ve alanında uzman isimler arasından seçilmesidir. Doktor olmayan, merdiven altı kurumlarda bu uygulamayı yaptırmak olumsuz sonuçların doğmasına sebep olabilir.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyun can sıkıntısını sonsuza kadar bitiriyor!Vikings: Free Online GameBright StoryMüstakbel damadıyla tanışan annenin tüyleri neden diken diken oldu?Bright StoryTech Gadget Compareİnternet şirketleri bu akıllı küçük cihaz hakkında bilgi sahibi olmanızı istemiyor…Tech Gadget CompareTaboola'danTaboola'dan e6ffe29bd9e84318b103411d2074b25c

Gigi Hadid x Vogue Eyewear Özel Koleksiyonu

VOGUE Eyewear, dünyaca ünlü model Gigi Hadid ile bir araya geldi. Ortaya şık, retro, bohem ve rock esintiler taşıyan göz alıcı bir koleksiyon çıktı.

2018 yazına damga vuracak göz kamaştırıcı Gigi Hadid yeni kapsül koleksiyonu, İbiza'nın nefes kesen deniz manzarasında Gigi'nin güneşin ışığını yansıtan ışıltısı ve enerjisiyle sergilendi.VOGUE Eyewear Özel Koleksiyonunun yeni serisinde Gigi, güneşle dans eden, flörtöz, muzip, çekici, özgür, maceracı bir ruh haliyle çağdaş kadınla gerçek bir diyalog kuruyor ve bizi artık kişiselleşen güzellik anlayışına davet ederken kadınlara soruyor:"İşte benim VOGUE'um ya seninki?"


Farklı güzelliğini ve çekici kişiliğini Vogue için tasarladığı imza niteliğindeki Gigi Hadid Özel Koleksiyonu ile öne çıkaran model; koleksiyonda vurguladığı kontrastlarla, bir markaya özgü sadece tek bir stil olabileceği fikrine adeta meydan okuyor ve kadınları stillerine kişisel dokunuşlarını katarak benliklerini vurgulamaya çağırıyor. Koleksiyonda yer alan altı model; ince metal profilli çerçeveler ve markanın mirası niteliğindeki göz alıcı tonlarıyla bohoglam stili vurgularken, bir taraftandan asetat çerçeveli retro modellerle de güzelliğin farklı yansımalarını ortaya çıkarıyor. İster güneşli bir sahil kasabasında yaşayın, ister şehir hayatının şık sokak stiline kendi dokunuşunuzu katın, Gigi Hadid ve VOGUE Eyewear neye ihtiyacınız olduğunu çok iyi biliyor!


Yeni koleksiyondaki Gigi dokunuşlu modeller, ikonik, şık, rock ve ultra feminen tasarımlara olan tutkunuzu cesurca ortaya koymanıza olanak veriyor. Tek yapmanız gereken güzelliğinizi kişiselleştirerek gururla sergilemeniz.#SHOWYOURVOGUE

Vogue Eyewear, çağdaş kadının özgüvenini ortaya çıkararak kendi kişiliğini, stilini özgürce ifade edebilmesini destekliyor...Vogue Eyewear, görünenin ardında daha fazla güzellik olduğuna inanıyor. Sadece nasıl göründüğünüz değil, kendinizi nasıl ifade ettiğiniz ve estetik kadar tavrın da önemini vurguluyor.

Her kadının bir hikayesi olduğunu biliyor ve bir stilist gibi kendi kurallarıyla oynayarak duruşunu ifade edebilmesi için özgüvenini keşfetmesini sağlıyor. Vogue Eyewear, #SHOWYOURVOGUE kampanyası ile modern kadının gerçek benliğini göstermesine izin veren her şeyi kutluyor. Ayrıca her kadını özel ve eşsiz yapan 'her şeyi', yani kendi kişiliğini özgüvenle en iyi şekilde ifade ederken gerçek benliğini dünyaya göstermesi için destekliyor.


Neden Gigi Hadid?

Vogue Eyewear ile Gigi Hadid işbirliği markanın #SHOWYOURVOGUE mesajını güçlendiriyor. Marka vizyonunu vurgulayıp, trend bir koleksiyonla bir sonraki aşamaya taşımak için Gigi Hadid'in mükemmel partnerliği, markanın moda yolculuğunda bir kilometre taşı oluyor. Gigi Hadid, bütün dünyada güzelliğiyle bilinen bir isim olmasıyla beraber bundan çok daha fazlasına sahip. Gördüğümüz Gigi dışında bir de bilmediğimiz Gigi var.Vogue Eyewear, Gigi'nin gerçek benliğini ortaya çıkarmaya hazır.

Gigi Hadid yemek yapmayı, yemeyi sevmesinin yanı sıra binicilik konusunda da çok tutkulu. En öne çıkan yanı da gerçek bir güneş gözlüğü sever olması. Vogue Eyewear tasarımcıları ile birlikte, Gigi Hadid for Vogue Eyewear kapsül koleksiyonunu yaratan Gigi, marka için yeni koleksiyonda kampanyanın yeni yüzü olmaktan çok daha fazlası.


6fb62986590a48ff98d2723f1456c194

Aylin Kan ve Hande Yılmaz Tullia Jewels'ı anlattı

Aylin Kan ve Hande Yılmaz, Tullia Jewels'ın marka yolculuğunu, sezonun mücevher trendlerini, mücevher kombinlemenin püf noktalarını ve daha fazlasını PembeNar'a anlattı.

PembeNar özel

Marka yolculuğunuz nasıl başladı? Tullia Jewels ismi nereden geliyor?

Aylin Kan: Tullia'yı 2017 yılının Nisan ayında kurduk. Mücevherin gerçekten büyülü bir dünyası var. Ve bu büyülü dünyada, kendi tasarımlarımızla yer almak tarif edilemez bir duygu. Mücevher tutkumuzu, modern çizgiler ve renklerin gücüyle birleştirmeye karar verdik. Tasarım her şeyden evvel görsel bir zeka gerektiriyor bence. Biz tasarımlarımıza aynı zamanda yaratıcılığımızı ve zevkimizi de ekliyoruz. Hayallerinizin gerçeğe dönüştüğünü görmek harika bir his.

Hande Yılmaz: Tullia ismi çok sevdiğimiz arkadaşımız Hediye Güral tarafından bize önerildi. Tullia, Hititçede yaşam kaynağı anlamına geliyor. En önemli yaşam kaynağımız ve sonsuz enerji yayan güneşten esinleniyoruz. Kadını da güneş ile bağdaştırıyoruz.

Mücevhere ilginiz ne zaman başladı?

Hande Yılmaz: Takıların hayatımda hep ayrı bir yeri olmuştur. Hayatım boyunca mutlaka pırlantayla ilgili bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. Aylin'le mücevhere ve tasarıma olan ilgimiz ortaktı. Sonunda kendi markamızı kurmaya karar verdik.

Ürünlerinizi kimler kullanıyor?

Hande Yılmaz: Her kesimden müşterimiz var diyebilirim. Ortak noktaları ise şıklıklarına önem vermeleri. Tarzımızı, zamansız ve minimal olarak tanımlıyoruz. Farklı tarzda kombinlere eşlik edebilecek ve kadınların şıklığını tamamlayacak ürünlerimiz var. Koleksiyonlarımızda her yaşta kadının üzerinde taşıdığında kendini dinamik ve genç hissedebileceği parçalara yer veriyoruz.

Tasarımlarınızın en önemli özellikleri neler?

Aylin Kan: Tullia tasarımları müşterilerimizin yaratıcılığıyla birleştiğinde birçok farklı kullanım şekli ortaya çıkabiliyor. Bu bizim ürünlerimizin en sevilen özelliklerinden biri. Çünkü tasarımlarımız farklı kullanım olanaklarına sahip. Örneğin bir küpe birkaç farklı küpeye dönüşebiliyor. Üst üste takmak ve birbiriyle karıştırmak tasarımları bambaşka bir hale büründürüyor. Bunlar artık aksesuar kullanımının olmazsa olmazları.

Hande Yılmaz: Tasarımlarımızın en önemli iki özelliği, parçaların birbirleriyle kombinlenebilmesi ve günün her saatinde kullanılabilmesi. Her koleksiyonun birbiriyle konuştuğu ve ürünlerin birbirini tamamladığı parçalar, kadınlara yaratıcılıklarını yansıtma imkanı sunuyor. Minimal ve zamansız bir stilimiz var.

En çok hangi taşlarla çalışmayı seviyorsunuz?
Hande Yılmaz: Pırlanta, konyak, safir ve yakut en çok kullandığımız taşlar. Renklerin ve ışıltının gücüne çok inanıyoruz. Tek bir parçayla bile tüm dikkati üzerinize çekebileceğiniz, modern formlarda ve bol ışıltılı ürünler tasarlıyoruz. Renk, doğru tasarımla birleştiğinde varlığını daha çok hissettiriyor.

Takıları kombinlerken nelere dikkat edilmeli?

Aylin Kan: Bir kıyafetin eksiksiz ve sahibinin kişiliğini yansıtan son halini alması için takı ve aksesuar olmazsa olmazdır. Takı kombinlerken sizin ruhunuzu yansıtacak ürünleri takmanız önemli. O zaman farkında olmadan uyumu yakalamış oluyorsunuz.

Bir kadının takı koleksiyonunda olması gereken en önemli parçalar nelerdir?

Hande Yılmaz: Bir kadının şıklığını tamamlayacak ışıltılı parçalar mutlaka koleksiyonunda yer almalı. Aksesuar, kombininizin eksik olan yönünü tamamlamalı. Bu bazen bir küpe de olabilir, bazen dekoltenizi tamamlayan şık bir kolye de…

Son yıllarda kişiselleştirilebilir tasarımların yükselişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aylin Kan: Kişisel ürünlerde yoğunlaşmış bir duygu olduğunu düşünüyoruz. Yükselişin sebebi de bu aslında. Çocuklarınızın veya sevdiğiniz birinin isminin baş harflerini üzerinizde taşımak sizce de çok özel bir his değil mi? Kendi çizgimize göre yorumladığımız çok özel harf tasarımlarımız var. Birçok koleksiyonumuzda, klasikleşen takı formlarını, farklı kullanımlara açık parçalarla yeniden tanımlıyoruz. "Puzzle Initials" koleksiyonunda gerçekten farklı olanı denedik. Yüzükler parmağı iki taraftan sararak, birleşmeden ortada bir harf oluşturuyor. Bu duruş ise sonsuzluğu ifade ediyor. Helix of Shine koleksiyonumuzda ise boyunda yan duran harf kolye tasarılarımız var.

Peki günlük kıyafetlerde ne tür takıları öneriyorsunuz?

Aylin Kan: Çok büyük parçalar olmadığı sürece bence her türlü mücevher takılabilir. Tullia Jewels'ın bütün parçaları, kot pantolon ve tişörtle ya da abiye veya kokteyl elbisesiyle de kolayca kombinlenebiliyor. Bu biraz da kişinin tarzı, karakteri ve o anki ruh haliyle doğru orantılı. Siz neyi, nasıl seviyorsanız öyle olmalı.

Takı dünyasında 2019'da neler moda olacak?

Aylin Kan: 2019'da bizi değişik formlarda ve geometrik şekillerde, birbirinden farklı takılar bekliyor. Minimalist ve sürrealist bir tasarım anlayışı ön planda olacak. Birden çok farklı yüzüğü bir arada kullanmak, kolyelerde zincirleri üst üste takmak yine ön planda olacak. Biraz renkler de girecek hayatımıza. Biz koleksiyonlarımızda eskiyi modernize etmeyi çok seviyoruz. Bu sene de eskiyi yeni, modern çizgilerle birleştirerek ortaya harika tasarımlar çıkarmaya devam edeceğiz.

Beğendiğiniz takı markaları var mı?

Hande Yılmaz: Ürünlerini çok sevdiğimiz tasarımcı arkadaşlarımız var. Örneğin Iris+Ivy'yi çok seviyoruz. Mücevher konusunda gerçekten birçok ülkeden çok daha ilerideyiz. Bunu yurtdışında katıldığımız fuarlar ve çeşitli etkinliklerde de gözlemledik. Sanıyorum takıya olan merakımız genlerimizde saklı. Dünya standartlarının üzerinde tasarımlar çıkıyor bizden. İçerisinde taklit olmayan her tasarımı takdir ediyoruz. Özellikle genç tasarımcıların yurt dışına açılma noktasında desteklenmesi, ülkemiz adına da gurur verici sonuçlar doğurur.

Peki Tullia yurt dışına açılacak mı?

Hande Yılmaz: Evet bu konuda da çeşitli görüşmeler yapmaya devam ediyoruz. Şuan internet sitemiz üzerinden yurt dışına satış yapabiliyoruz. Ancak çok daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyoruz tabi ki. En büyük hayallerimizden biri de Londra'daki Harrods'ta yer almak.

a6697b1894a04b509c668a7a629144e8

23 Kasım 2019 Cumartesi

Sivrisinek ısırığı için ev yapımı merhemler

Sivrisinek ısırığı nedeniyle ortaya çıkan kaşıntı hissini azaltmak ve yatıştırmak için ev yapımı merhem tariflerini paylaştık. Paylaştığımız malzemeler ile kolayca bu merhemlerini hazırlayabilirsiniz.

Mağazalarda kolayca satın alabileceğiniz ve böcek ısırıklarından ötürü ortaya çıkan kaşıntıları rahatlatacak bazı ürünler olmasına rağmen, bu ürünler sentetik maddelerden üretilir ve doğal değildir. Fakat, bu merhem tarifleri tamamen doğaldır ve kullanılan malzemelerin birçoğu halihazırda evinizde bulunan malzemelerdir. Sizin için 2 farklı merhem tariflerini paylaştık.


Kandelilla ve lavantalı merhem

Kandelilla, çoğu kozmetik üründe yaygınca kullanılan bir bileşendir. Birçok farklı merhem ve krem için baz görevi görür. Lavanta ise bu merhemdeki diğer ana bileşendir, çünkü doğal bir sivrisinek kovucudur. Ek olarak, böcek ısırıklarında görülen şişkinlik, tahriş ve kaşınmayı azaltan anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Malzemeler; 1/2 yemek kaşığı kandelilla, 1 yemek kaşığı lanolin, 5 yemek kaşığı tatlı badem yağı, 40 damla lavanta esansiyel yağı, kapaklı bir kap ve tahta bir spatula.

Nasıl hazırlanır?

Öncelikle kandelilla ve lanolin'i eritin. Soğumaya bırakın. Sonra, tatlı badem yağını içine dökün ve tahta spatula ile karıştırın. Fazla ısınmasına izin vermeyin. Isıyı, yağın özelliklerini kaybetmemesi için düşürün. Sonra, karışım mat ve kremsi hale geldiğinde, lavanta esansiyel yağını yavaşça içine dökün ve yavaşça spatula ile karıştırın. Malzemeler pürüzsüz bir karışım oluşturduğunda, karışımı kabın içine koyun ve kapağını kapatın. Merhemin soğumasını bekleyin. Son olarak, merhem katılaşıp soğuduğunda, etkilenen bölgelere uygulayabilirsiniz.

Vazelin ve papatyalı merhem

Vazelin, hücre yenilenmesini uyarır ve hızlandırır. Bu nedenle, papatya esansiyel yağının ekleneceği bu merhemin bazının oluşturulması için kullanılabilir. Malzemeler; 100 gram vazelin, 1 çorba kaşığı kurutulmuş papatya, bir cam kap, tahta kaşık, bir filtre veya elek eldiven.

Nasıl hazırlanır?

İlk olarak, Vazelin'i cam kabın içine yerleştirin. Sonra, Vazelin eriyene kadar kabı bir kaç dakika ben mari yapın. Vazelin tamamen eridiğinde, kuru papatyayı ekleyin. Karışımı yaklaşık otuz dakika düşük ateşte tutun. Vazeline papatyanın özellikleri ve rengi geçtikten sonra, bir filtre veya elek yardımıyla papatya parçalarını ayırmalısınız. Karışım sıcak olacağından bu aşamanın dikkatli bir biçimde ve tercihen eldivenlerle yapılması önemlidir. Son olarak, karışımı cam kabın içine dökün ve soğumaya bırakın.

6154489c95ca4477aa893bc8b50089a6

Saç nezlesi nedir? Belirtileri nelerdir?

Saç nezlesi neredeyse tüm kadınların başına gelebilecek bir durumdur. Peki, saç nezlesi nedir? Saç nezlesi belirtileri nelerdir? Saç nezlesi kaç gün sürer? Saç nezlesi nasıl geçer? Saç nezlesine ne iyi gelir? İşte tüm bu soruların yanıtlarını sizler için araştırdık...

Saç nezlesinin ne olduğunu biliyor muydunuz? Saç nezlesi, duş, deniz ve havuz sonrası iyi kurutulmayan saçlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle kadınlar saçlarına kolay şekil verebilmek için temiz saçlara ihtiyaç duyarlar. Dalgalı saçlı kadınlar ise temiz saçlarına köpük ve jöle gibi ürünler kullanarak pratikçe şekil verebilirler. Ama bu durumda saçın tam olarak kurutulmaması, çeşitli sorunlara neden olabilir. Saç nezlesi, bu sorunların en ciddi olanıdır. Peki, saç nezlesi nedir? Saç nezlesi belirtileri nelerdir? Saç nezlesi neden olur? Saç nezlesi kaç gün sürer? Saç nezlesi nasıl geçer? Saç nezlesine ne iyi gelir? Saç nezlesi için hangi doktora gitmek gerekir? İşte tüm bu soruların yanıtlarını sizler için araştırdık...

Saç nezlesi nedir?

Saç nezlesi, duş, deniz ve havuz sonrası iyi kurutulmayan saçlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Sürekli yanma ve batma hissi ile kendini gösteren saç nezlesi, genellikle kadınların yaşadığı bir sağlık sorunudur. Saç nezlesi, kişinin kafa derisinde ağrılı bir hisse neden olan, ağrının kimi zaman kaşıntı ve yanmaya da döndüğü bir hastalıktır. Bu hastalık daha çok kadınlarda görülmektedir.

Saç nezlesi belirtileri nelerdir?

Daha çok saç nezlesi olarak bilinen ancak rapunzel hastalığı ya da prenses hastalığı da denilen bu rahatsızlığın en belirgin özelliklerini sizin için araştırdık.

-Saç derisinde, özellikle kıl köklerinde ağrı ve yanma hissi meydana gelebilir.

-Eğer ilk fark edildiğinde önlem alınmazsa, ileri ki dönemlerde, saç diplerinde yara ve aşırı derecede dökülme ile sonuçlanabilir.

Saç nezlesinin açıklaması iki farklı teoriye göre açıklanmıştır:

Birincisi: Saç derisindeki kıl foliküllerini beynin sinir sistemine bağlayan sinirler, folikül üzerinde kıl kalmayınca beyne acı mesajı gönderir. Bu durum fantom ekstremite ağrısındaki gibi gerçekleşmektedir. Yani vücuttan kesilen veya olmayan bir organda hissedilen ağrıya benzer şekildedir.

İkincisi: Bu hastalığa yakalanan insanların saç derileri aşırı hassas sinirlere sahiptir. Uzun saçlar sıkıca ve uzun süre boyunca toplu kaldığı zaman bu hassasiyet yükselir. Saç kökleriyle derisinin yeterli miktarda hava alamaması adına da at kuyruğu sendromu da denen bir problem oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar, bu problemin saç kaybı ile yakından ilişkili olduğu sonucunu vermektedir. Buna karşın hangisinin bir diğerine neden olduğu konusunda bir kesinlik bulunamamıştır.

Saç nezlesi neden olur?

-Saç derisinde iğnelenme, yoğun kaşıntı, yanma ve ağrı hissi uyandıran rahatsızlığın başlıca nedeninin, saçların uzun süre sıkıca toplu tutulması görülüyor. Yukarıdan aşağıya doğru sıkıca bağlı tutulan saç, saç köklerinin ve derinin hava almasını zorlaştırıyor, derinin çekilmesine yol açıyor, saç köklerini zorluyor ve kopmalara, dökülmelere sebep oluyor.

-Diğer nedeni ise, özellikle uzun saçların yıkandıktan sonra iyice kurutulmamasıdır. Soğuk havalarda ve rüzgarda zarar görme riski artan saç kökleri, kurutulmayıp ıslak bırakıldığında gücünü yitirerek kaşıntıya ve dökülmeye sebep olabiliyor.

-Saçların fön vb. uygulamalara maruz kalması saç nezlesine neden olabilir. Özellikle saç şekillendiricilerinin yoğun olarak saça uygulanması da saç nezlesini tetikliyor. Fön, sıcak havanın deriyi tahriş etmesine, kozmetik ürünler ise derinin soğuk kalmasına neden oluyor. Aynı şekilde, saçları bazı boyalara alerjik olan insanlar da saç nezlesinden şikayetçi olabiliyor.

-Düzensiz beslenme ile vitamin ve protein eksikliği de saç sağlığıyla ilgilidir. Özellikle D vitamininin eksikliği, saçları güçsüzleştirerek saç nezlesinin önünü açıyor.

-Doğrudan ilişkisi kanıtlanmamış olsa da, saç nezlesinin depresyon, stres, obsesif kompülsif bozukluk ve endişe gibi psikosomatik nedenlerle de ortaya çıktığına dair bir görüş bulunuyor.

Saç nezlesi kaç gün sürer?

Eğer hastalık ciddi bir boyuta gelirse mutlaka tedavi yöntemini uygulamak gerekir. Saç nezlesi 1 hafta sürebilir ancak 1 aydan fazla ise bu durumda dikkatli olmak gerekir.

Saç nezlesine ne iyi gelir?

Saç nezlesine yakalanma ihtimalini en aza düşürmek için; banyodan sonra saçların özenle kurutulması ve banyodan hemen sonra dışarı çıkılmaması gerekir. Saç diplerini çok gerecek saç modelleri ise saç nezlesi olmak istemeyen kadınların kaçınmaları gereken modellerdir.

Saç nezlesi nasıl geçer? Saç nezlesi için hangi doktora başvurmak gerekir?

Bu hastalığın maalesef net ve belirli bir tedavisi bulunmamaktadır. O yüzden, öncelikle rahatsızlığa neden olan durumlar belirlenip ortadan kaldırılmalıdır. Sorun yine de devam ederse, uzmanlık alanı dermatoloji olan bir doktora başvurmak gerekir. Genellikle semptomlar kişiden kişiye farklılık göstereceğinden, rahatsızlığın ortadan kaldırılma yöntemi de kişiye özel olacaktır. Ancak özellikle bu maddelere dikkat etmek gerekir:

-Düzenli beslenmeye dikkat edilmelidir. Yumurta, balık, et, süt gibi protein ve vitamin zengini besinler tüketilerek saçın daha güçlü olmasına yardımcı olunmalıdır.

-Sert ve hızlı diyetlerden kaçınılmalıdır.

-Stresten uzak durulmalıdır.

-Hormonal problemler de saç sağlığını etkiler. Vücudun yaşadığı hormonal dengesizliklikler doktor yardımıyla giderilmelidir.

-Saç bakımı mümkün olduğunca organik ürünlerle ve özenli şekilde gerçekleştirilmelidir. Başta jöle olmak üzere, kozmetik ürünler aşırı dozda ve çok sık kullanılmamalıdır. Saçlar belirli aralıklarla doğal haline bırakılmalıdır.

-Saçların kurumasını engelleyecek, nemlendirici nitelikte şampuanlar tercih edilmelidir.

-Çok sıcak veya çok soğuk suyla duş alınmamalıdır. Saç derisi için ılık su idealdir.

-Saçlar yıkandıktan sonra muhakkak havluyla kurulanmalı, ardından da ısısı yüksek olmayan bir saç kurutma makinesiyle kurutulmalıdır.

-Duş alındıktan sonra 2-3 saat kadar süreyle dışarıya çıkılmamalıdır. Buna özellikle soğuk havalarda daha çok dikkat edilmelidir. Eğer mutlaka dışarı çıkılacaksa, saçların kuru olduğundan emin olunmalıdır.

-Saç derisini zorlayacak ve sıkacak saç modelleri kullanılmamalı, saçlar sıkı bir şekilde toplanmamalıdır.

-Saç derisine belli aralıklarla yumuşak bir şekilde masaj yapılması fayda olacaktır.

Tüm bunların dışında mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekir.

f34fe5e8b62a48a7bb2bb7c9d333fe8a

21 Kasım 2019 Perşembe

Ünlü yıldızların en çok tercih ettiği estetik operasyonlar

Günümüzde estetik cerrahlar bir psikologdan bile fazla sır saklıyor olabilir dersek abartmış olmayız. Peki ünlülerin neredeyse hepsinin tercih ettiği estetik operasyonlar neler? Estetik Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Atilla Fesli Konu Hakkında Bilgiler Verdi.

PembeNar Özel

Yüzlerine yaptırdıkları hangi dokunuşlar onların bu kadar güzel görünmelerini sağlıyor? İşte aslında çok dikkatli gözlerin de kolaylıkla fark edebileceği o operasyonlar!

Dudak dolgusu

Plastik cerrahinin büyüleyici imkanlarına giden yolun kapısı birçok ünlü isim için dudak dolgusu ile açılıyor. Ufak bir dokunuş ile çoğunlukla üst dudak biraz daha belirgin hale getiriliyor ve hastalar çok geçmeden kendilerini daha fazlasını ister bir vaziyette tekrardan doktorlarının muayenehanelerinde buluyorlar. Yani kısacası dudak dolgusunu ünlülerin yaşamında adeta bir Estetiğe Giriş 101 dersi olarak konumlandırabiliriz :)

Burun Estetiği

Kişilerin ünlü olup olmadıklarını belirleyebilecek hale gelmiş bir diğer estetik operasyon ise burun ameliyatı. Hastalar yüzlerinin zerafetine engel olduğunu düşündükleri burun kemerlerini aldırmak ve belki de burun kanatlarının biraz daha minik ve uslu durmalarını sağlamak için bıçak altına yatmak istiyorlar. Bu estetiğe sağlık sorunları nedeniyle başvurmuş olan hasta sayısı da azımsanamayacak kadar fazla. Fakat onlar da madem ağız burun dağılacak, bari ortaya şöyle hoş ve alımlı bir şeyler çıksın diye düşünüyor ve burunlarını biraz derleyip toparlatmayı tercih ediyorlar. Sonuç ise ne kadar doğal olursa o kadar başarılı oluyor.

Hollywood estetiği

Blogumuzda daha önce de bahsettiğimiz Hollywood Estetiği, adından da anlaşılabileceği bir şekilde ünlü yıldızlar arasında çokça tercih ediliyor. Bunun sebebi ise yanakların iç kısmından alınan fazla dokunun gitmesiyle yanak bölgesinde oluşan karakteristik çöküklük. Böylelikle yüz çok daha zarif ve ince görünüyor, hastaların çok daha zayıf ve etkileyici bir ifadeye kavuştuğu gözleniyor.

Bu işlem yüz konturunun köşeli olduğu ve yanaktaki yağ yastıklarının fazla olduğu yüzlerde yapılan bir üçgenleştirme işlemidir diyebiliriz. Literatürdeki ismi Bichektomy olarak da geçiyor. Hollywood Estetiği yüzde hiçbir iz bırakmıyor. Sadece ağız içinden 1 cm'lik bir kesi ile yanaktaki fazla yağ yastıklarının çıkarılması ile gerçekleşiyor. Lokal anestezi altında yapılabilen ve yaklaşık 30 dk. süren son derece konforlu bir operasyon. Basit gibi görünen bu operasyonda plastik cerrahın bu konudaki deneyimi kritik bir önem taşıyor. Alınacak yağ miktarı kişinin yüz şekline göre belirlenmesi gerekli. Çene/yanak üçgeninin kişiye özel oluşturulması ve operasyon sonrası ağız içindeki dikişlerin hastayı rahatsız etmemesi, plastik cerrahin bu konudaki tecrübesi ile doğru orantılı oluyor.

Göz kapağı estetiği

Gözler yüzdeki en etkileyici bölgeyi oluşturuyor. Gözlerdeki ifade, kişinin tüm ifadesini belirleyebilecek bir güce sahip. Gözlere ifadeyi veren ise çoğu zaman göz çevresindeki doku oluyor. Bu da demek oluyor ki sarkmış veya kırışmış göz kapakları kişilerin çok daha yaşlı ve yorgun görünmelerine neden oluyor. Ünlü isimler arasında da hızla fark edilen bu durum da karşımıza göz kapağı estetiğini çıkarıyor.

Bu estetikte uygulanacak birçok yöntem bulunuyor. Bu yöntemler estetik cerrahın tercihine bağlı olmakla birlikte temel olarak şu işlemlerle uygulanıyor: üst göz kapağından mekik şeklinde bir deri-kas tabakası çıkarılarak derideki gevşeme gerginleştiriliyor. Hastanın ihtiyacına göre göz çukuru içindeki yağlardan bir kısım çıkarmak gerekebiliyor. Yapılacak işlemler bittiğinde kesi yeri tam göz kapağı kıvrımına oturtulmuş olacağından oldukça belirsiz bir iz oluşuyor. Alt göz kapağında tam kirpiklerin altından bir kesi ile giriliyor. Fazlalık kas, göz çukuru yağı ve gerektiği kadar deri çıkarılıyor. Gerekirse torbalanmayı düzeltmek için kas tabakasına takviye yapılıyor. Eğer ektropion gelişmişse kama şeklinde bir kısım alt göz kapağı çıkartılır ve gerginlik sağlanır. Kesi dikildiğinde alt kirpiklerin altında yerleşen yara izi zamanla oldukça belirsiz hale gelir.

Yüz germe estetiği

Belli bir yaşa erişmiş isimler çok geç olmadan hemen ameliyat masasına yatarak eski gergin ve pürüzsüz ciltlerine kavuşmayı istiyorlar. Yalnız yüz germe sadece bir cilt germe işlemi değil. Cilt çok esnektir ve yük taşıyan bir doku değildir. Sadece cilt germe yapılan hastaların cildi çok kısa zamanda eski haline geri döner. Fakat cilt altı dokularınıza da müdahale edildiğinde daha uzun süreli sonuçlar elde edilebilir.

Yaşlanma süreci sadece sarkmaları değil doku küçülmelerini de içerdiğinden sadece gergin bir yanak hastayı daha genç göstermez. Doğru vektörde germe ile birlikte, karından alınan doku kokteyli uygulamaları ile, eksik dokularda tamamlandığında daha genç ve dinamik bir yüze görünümüne kavuşulur.

0f3ba673383c470d8abc59884dff0d57

2019 gelin makyajı trendleri

Ünlülerin tercihi usta makyaj artisti Hamiyet Akpınar, romantik pembe tonları ile yapılan monokrom makyajlardan, metalik farlar, gümüş ışıltılar ve kırmızı rujlara gelin makyajlarındaki iddialı yeni sezon trendlerine dikkat çekiyor.

Çarpıcı makyajlara imza atan makyaj sanatçısı, 2019 makyaj trendlerindeki şaşırtıcı uygulamaların gelin makyajlarını da etkilediğinden, fark yaratmak için bu sezonun tam zamanı olduğundan bahsediyor.


Naturel gelinlere hitap eden masumiyetin rengi pembe tonlarının bu sezonun trendleri ışığında monokrom makyaj tarzı ile güncellendiğinden bahseden Hamiyet Akpınar, pembenin farklı tonlarını gözde, yanakta ve dudakta kullanarak, en önemli kısmının yapılan tonlamanın birbiriyle ve cilt tonu ile uyum olduğunun altını çiziyor.


Akpınar "Sezonda birçok trend var. Ünlüler dünyasında uyguladığımız kırmızı ve kızıl trendler, gelinlere gelince kendini masum bir ifadeye bırakıyor.


2019 ilkbahar-yaz sezonunda biraz daha metaliklerin olduğu, eyeliner'ların belirginleştiğini göreceğiz ancak yine birçok genç kadının en masum görünmek istediği an olan Bengü'ye yaptığımız gibi bebeksi makyajı da birçok uygulamalarda kullanıyor olacağız." diyerek gelin adaylarına yeni sezonun ipuçlarından bahsediyor.











ca07793e47ca404992451508ef89431c

Mutlaka denemeniz gereken 4 örgü modeli

Kararsızlık yaşadığımızda kurtarıcı model olarak ilk akla gelen saç örgüleri bu sene yine oldukça trend. İşte mutlaka denemeniz gereken o saç modelleri...

Box braid

Son yılların vazgeçilmez saç trendi box braid oldukça kullanışlı ve uzun süre kullanabileceğiniz bir saç modeli. Özel krem ve ek ürünler ile kalıcılığı sağlanan bu saç modeli gerek abiyeleriniz ile gerek spor giyim tarzınız ile kullanabileceğiniz bir model.

Romantik cornrows

Saçın tepesinden başlayarak iki şekilde örülen bu cornrow adı verilen örgü stili daha çok spor kombinleriniz ile kullanabileceğiniz bir saç modeli. Ancak romantikleştirilmiş bu hali ile bir gece davetinde çok şık gözükeceksiniz!

Örgü taç

Saçınıza adeta bir taç görünümü veren bu örgü türü alnınızı kapatarak size romantik bir hava verecek.

Örgü ve topuz işbirliği

Hem örgü hem de topuz şekli verilerek tasarlanan bu saç modeli katılacağınız davetlerde sizi ilgi odağı yapacak.

a0c3ab69a42a400697c927f17cd84904

Prematüre doğumların en önemli nedeni sigara!

Sağlık Bakanlığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Perinatoloji Uzmanı Doç.Dr. Hakan Timur, özellikle prematüre doğumların en önemli faktörlerinden birinin sigara olduğunu belirterek, "O yüzden gebelik sırasında kesinlikle sigara kullanımını istemiyoruz" dedi

Sağlık Bakanlığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Perinatoloji Uzmanı Doç.Dr. Hakan Timur, anne adaylarının gebelik esnasında hiçbir şekilde sigara kullanmasını tasvip etmediklerini vurgulayarak bu konuda uyarılarını sürekli yinelediklerini söyledi.


Riskli ve sıkıntılı durumlar yaratıyor

Sigara kullanımının gebelikte çok sıkıntılı ve riskli durumlara yol açabildiğine dikkati çeken Timur, daha önce bunun pek çok örneğiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.

Yapılan çalışmalarda gebelik zehirlenmesi, preterm eylem, preeklampsi hastalığının en önemli sebeplerinden birinin sigara kullanımı olduğunun ortaya konulduğunu aktaran Timur, "Özellikle prematüre doğumların en önemli faktörlerinden biri sigaradır. O yüzden gebelik sırasında kesinlikle sigara kullanımını istemiyoruz" diye konuştu.


Sağlıklı bir yaşam için hayatın hiçbir evresinde sigara kullanımını doğru bulmadıklarına vurgu yapan Timur, bu konuda özellikle anne adaylarının dikkat etmesini istedi.


Sebze ağırlıklı beslenme çok önemli

Gebelik sırasında anne adaylarının dengeli beslemeye de çok dikkat etmesi gerektiğini belirten Timur, "Anne adaylarına zararlı alışkanlıklardan mutlaka uzak durmalarını sürekli tavsiye ediyoruz. Sebze ağırlıklı beslenme burada önemli yer tutuyor. Anne adaylarının proteinleri de bu süreçte yeterince almasını önemsiyoruz" dedi.

bddffacf4ba7461aad2092294e321697

19 Kasım 2019 Salı

Yüz ve boyun estetiği hakkında bilinmeyenler

Estetik Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ali Rıza Öreroğlu Konu hakkında bilgiler verdi.

Hem ameliyatlı hem de ameliyatsız estetik uygulamalar ülkemizde de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde oldukça popüler bir hal almışlardır. Gerek plastik cerrahinin ve ameliyatsız estetik işlemlerin gelişmesi ve hem cerrah hem de uygulayıcı sayısının artması ve buna eşlik eden internet ve beraberinde sosyal medyanın oldukça yaygınlaşması ve erişilebilir hale gelmesi ile, insanlar estetik uygulamalar hakkında kolayca, zengin bir içeriğe ulaşabilmekte, bunlardan haberdar olabilmekte ve bunlara ilgi gösterip yaptırmaya yönelebilmektedirler. Yüz estetiği konusunda ABD'de ihtisas yapmış olan Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Ali Rıza Öreroğlu, bu konuda bizleri, çeşitli noktlara değinmekle beraber, yüz ve boyun germe ameliyatları hakkında bilgilendirecek.

Her hastanın bireysel bir yapısı, ihtiyaçları ve istekleri vardır

Günümüzde artık birçok kişi görünümüne daha fazla özen göstererek, gerek kozmetik ürünlerle, gerek ameliyatlı ve ameliyatsız estetik uygulamalarla görünümlerini daha iyileştirmeye yöneldiğini ve yaşlanmaya karşı direnç gösterdiğini görüyoruz. 20'li yaşlarda ve 30'lu yaşların başlarında burun estetiği (rinoplasti), meme büyütme, dolgu ya da yağ enjeksiyonları ile yüz kontürlerini iyileştirme gibi işlemler daha popülerken, 30'lu yaşların devamında ve 40'lı yaşların başlarında ise meme dikleştirme, liposuction, göz kapağı estetiğ ve tabii yine botoks ve dolgu ya da yüze yağ enjeksiyonu gibi işlemler popüler bir hal alabiliyor. 40'lı yaşların devamı ve 50'li yaşlarda ise yine vücut şekillendirme işlemleri ile beraber, yüz gençleştirme işlemleri sıkça başvurulan alanlar arasında yer alıyor. 60'lı yaşlar ve devamında ise yüz ve boyun germe, yüze yağ enjeksiyonu, göz kapağı estetiği gibi yüz gençleştirme işlemlerinin daha ön plana çıktığı görülebiliyor.

Burada değineceğim yüz estetiği konusu ise estetik uygulamaları alanları arasında en önemli, en hassas ve en çok gözle görülebilen sonuçlara sahip uygulama alanlarının başında yer alıyor. Yüz estetiği oldukça bireyseldir. Aynı uygulamanın bile iki farklı hasta üzerinde farklı şekilde gerçekleştirilmesi gerekebiliyor. Hastanın anatomik yapısı ile beraber, yaşamı boyunca maruz kaldıkları, geçirdiği süreçlerden almış olduğu etkiler, istekleri, sağlık durumu gibi farklı etkenler bu bireyselliği oluşturur. Bu nedenle özellike yüz estetiği ile ilgili cerrahi işlemlerin her hasta için detaylı bir şekilde, özel olarak planlanması gerekir. Ameliyatsız olan işlemlerin uygulanışı dahi bu bahsedilen nedenlerden dolayı bu bireysellikten pay alabiliyor.

Yüz estetiği neleri içerir?

Yüz estetiğine dair işlemleri ameliyatlı ve ameliyatsız olarak iki şekilde ele alabiliriz. Botoks, dolgu, PRP, mezoterapi, peeling, mikroiğneli radyofrekans uygulamaları, cilt bakımları gibi ameliyatsız uygulamalar günümüzde popülerliğe sahip, sıkça tercih edilen uygulamalardır. Cerrahi olarak ise, yüz ve boyun germe, yüze yağ enjeksiyonu, göz kapağı estetiği, kaş kaldırma, alın/şakak germe gibi operasyonlar, hem yüz şekillendirme hem de yüz gençleştirme konularında etkili ve tercih edilen işlemlerdir. Daha verimli sonuçların alınması adına, ameliyatlı ve ameliyatsız işlemler, aralarında sinerji yaratılarak, eş ya ya da yakın zamanlı şekilde gerçekleştirilebilirler.

Burada sizlere yüz estetiğine dair cerrahi işlemlerden olan, oldukça ilgi gören fakat üzerine fazla konuşulmayan yüz ve boyun germe ameliyatlarından biraz bahsetmek istiyorum.

Yüz ve boyun germe ameliyatlarının hedefleri nelerdir?

Zaman içinde, insanlar yaşlandıkça, yüzlerindeki deri gevşeyerek yer yer sarkmalar geliştirebiliyor. Çene hattı çizgisi yumuşayarak ''gıdı''lara dönüşebiliyor. Ön çene altında gevşemiş deri ve yağ dokusu fazlası dikey olarak katmanlar oluşturabiliyor. Yüz altındaki derin dokular (yağ, kas gibi) gevşeyerek deriyle beraber derin sarkmalar oluşmasına sebebiyet verebiliyor. Yüzdeki çeşitli bölgelerde kırışıklıklar oluşabiliyor. Tüm bunlara zamanla beraber kişisel yaşam tarzı, yoğun kilo alımları ve verimleri, yerçekimi etkisi, güneşe maruz kalma gibi durumlar da katkı sağlıyor. Yüz ve boyun germe ameliyatlarının temel hedefleri, yüzde ve boyunda oluşan bu oluşumları düzeltmek, görsel olarak iyileştirmektir.

Çene çizgisi üzerindeki sarkmış, gevşek derinin sıkılaştırılması, ağız, burun çevresindeki derin çizgilerini giderilmesi, yanaklardaki sarkık ve fazla derinin, çene ve boyundaki sarkık, fazla derinin ve yağ dokusunun alınması, orta yüzdeki sarkmış derin yüz dokularının sıkılaştırılarak daha üst pozisyona alınması yüz ve boyun germe ameliyatlarının hedefleri arasındadır. Ayrıca, yüz hatlarının belirginleşmesi, yüzün genel olarak daha genç bir görünüm kazanarak yenilenmesi, yüz ve boyun germe ameliyatlarının hedeflediği sonuçlardır.

Yüz ve boyun germe ameliyatları alın bölgesini, kaşları, göz çevresi ve göz kapaklarını hedef almaz. Fakat bahsedilen bu bölgelerdeki sorunları düzeltmek için yapılan alın/şakak germe, kaş kaldırma, göz kapağı estetiği ameliyatı gibi ameliyatlar, bir yüz ve boyun germe ameliyatı ile birleştirilebilir ve ihtiyaca göre çok daha etkili sonuçlar yaratabilirler. Yüzeysel, ince kırışıklıklar, ciltteki düzensizlikler ve cilt kalitesindeki sorunlar, ciltteki güneş hasarı gibi oluşumlar yüz ve boyun germe ameliyatlarının hedefinde değildir. Bahsedilen bu durum için farklı tedavi uygulamaları bulunur. Ayrıca yüz ve boyun germe ameliyatları yaşlanmayı durdurmayı hedeflemez. Yaşlanmanın yüz ve boyundaki mevcut göstergelerini düzeltmeyi, iyileştirmeyi hedefler. Yüz ve boyun germe ameliyatları, yüz ve boyun için birer restorasyon çalışması olarak ifade edilebilirler.

Yüz germe operasyonunda, kulak önünden başlayan, saç çizgisine ve kulak arkasına uzanabilen kesiler yapılır ve yüz derisi kaldırılarak alttaki derin yüz yapılarından (kas, yağ dokusu gibi) ayrılır, fazla yüz derisi alınarak gerginleştirilir ve kesi yapılan yerlerden dikiş veya zımbalama yöntemi ile birleştirilir. Böylelikle yüz derisi drape edilmiş olur. Gerekli görülen yerlerde alttaki derin yapılar da gerilir. Beraberinde çene altına yapılan bir kesi ile de boyun germe işlemi de yapılır.

Yüz germe operasyonları genellikle, genel anestezi altında, 2 ile 5 saat arasında sürer denebilir. Operasyonun kapsamlılığı ve diğer başka operasyonlarla kombine edilip edilmediği bu süreyi etkiler. İyileşme süreci de yine bu faktörlerden etkilenir. Fakat genellikle hasta, dikkat etmesi gereken bazı durumlar dışında kısa süre içinde günlük hayatına dönebilmektedir.

edb5c6ca1b31469989071c9a2dce0c7b